Evdeki renkli zambak çeşitlerini gören arkadaş, “1974 öncesi bu zambakların renkleriyle Paskalya’da yumurtaları boyardık” dedi.
“Ne yani! 74 öncesi Müslüman değil miydin sen?” diye takıldım, gülüştük.
Oysa ki ne kadar güzel bir yaşanmışlıktı…
Kıbrıs’taki iki toplum birbirlerinin dini bayramlarını birlikte kutlamanın güzelliğini yaşıyorlardı.
Boyalı yumurtalar, sıcak sıcak pilavunalar, çörekler…
Bayramlarda kesilen kurban etinin ayırımsız dağıtılması… Bayramların karşılıklı tebrik edilmesi…
İnanışlara karşılıklı gösterilen saygı, paylaşımlar…
Meşhur Annan Planı’na da yazılan ama hayata geçemeyen dini bayramların ortak kutlanılması maddesi de şimdilik kâğıt üzerinde kaldı.
***
Üzerinden 50 yıl geçti.
Dile kolay.
Hâlâ çözülemeyen problemimiz var.
İsteksiz, elleri bağlı, emirsiz hareket edemeyen ve çok da istekli olmayan, keyifleri, ekonomileri yerinde olan siyasiler yüzünden…
İki toplum mu?
Bence ‘güvensizlik’ problemi eskisi kadar değil.
‘Korku’ sorunu önceden olduğu kadar yok.
‘Ön yargılar’ 50 yıl, 40 yıl, 30 yıl öncesine göre........