5 Aralık 2024 Perşembe günü Lefkoşa’nın Strovulo bölgesindeki Etnomartiras Kiprianu Lisesi'nde 15-17 yaşlarındaki öğrencilere Kıbrıs'ta "kayıplar"ın anlatılmamış öykülerini anlattık, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum kayıpların gömü yerlerinin bulunmasında okurlarımızın oynamakta olduğu büyük rolü fotoğraflar eşliğinde aktardık… Kayıp yakını Hriso Stilyanu’yla birlikte katıldığımız Strovulo’daki lisede Kıbrıslırum gençlere Kıbrıs’ın anlatılmamış gerçek öykülerini aktardık…
HRİSO STİLYANU’NUN ANLATTIKLARI…
Bizden önce geçmişle yüzleşmeye dair bu önemli ve anlamlı etkinlikte kayıp yakını Hriso Stilyanu bir konuşma yaparak 15 yaşındaki kardeşi Loizos ve babası Mihalis Loizu’nun Kufez’de nasıl “kayıp” edildiklerini aktardı…
2003 yılında barikatlar açıldıktan sonra köyü Kufez’e, evine gittiğini, sanki de evde babasıyla kardeşini bulacakmış gibi bir hisse sahip olduğunu ancak onları orada bulamadığını anlatan Hriso Stilyanu, köyün Kıbrıslıtürk muhtarının kendilerine “Artık onları aramayın, onları beklemeyin” dediğini belirtti. “En azından onları bulup defnedelim” dediğinde ise muhtarın başka hiçbir şey söylemediğini anlatan Hriso Stilyanu, bir başka Kıbrıslıtürk’ün kendisine yardım ettiğini, bu yeri Kayıplar Komitesi’ne gösterdiğini ancak yapılan kazılarda babasıyla kardeşinin o noktada bulunamadığını kaydetti. Daha sonra bizim bir yazımızda bir başka şahidin bir başka yer gösterdiğini işaret ettiğimizi anlatan Hriso Stilyanu, “Sevgül tüm Kıbrıs için çalışıyor… O olmasaydı, pek çok insan sevdiklerinden geride kalanları bulamayacaktı… O, babamız ve kardeşimizin neden öldürüldüğünü de bulup yazdı… Okurlarının yardımıyla babamız ve kardeşimizin gömü yeri bulundu” diye konuştu.
Hriso Stilyanu konuşmasında 1974’te Kufez’de evlerinden alınarak EOKA-B’cilerin Muratağa-Atlılar-Sandallar katliamına “intikam” gerekçesiyle öldürülen bu iki masum insanın “emir” üzerine öldürülmüş olduklarının altını çizdi. Hriso Stilyanu, Muratağa-Atlılar-Sandallar’da yapılan katliamla ilgili olarak “Bunlar nasıl Hristiyan’dı ki böyle bir katliam yaptılar?” dedi. Muratağa-Atlılar-Sandallar’daki katliam ardından tüm esirlerin öldürülmesi emrinin verildiğini, bu emir üzerine babası ve erkek kardeşinin dört Kıbrıslıtürk tarafından öldürüldüğünü, bunlardan üçünün çok zaman önce kanserden öldüklerini, bir Kıbrıslıtürk’ün ise hayatta olduğunu belirten Hriso Stilyanu, kendisinin onları affettiğini çünkü babasını ve kardeşini “emir verildiği için” öldürmüş olduklarını bildiğini belirtti. Hriso Stilyanu, öğrencilere çok önemli bir barış mesajı vererek, şöyle konuştu:
“Eğer kin gütmeye devam edersek, bunun sonu yoktur. Bir noktada durmak gerekir. Tüm bunların durması gerekir. Birlikte yukarıda bir yerlerde bu emirleri verenleri durdurabiliriz. Nefreti teşvik etmemeliyiz. Babamla kardeşimi öldürdüklerinde, köydeki diğer Kıbrıslıtürkler öldürenlere lanet okumuşlardı… Sevgül Uludağ’a çok teşekkür ederim, onun ve okurlarının sayesinde babamla kardeşimin gömü yeri bulundu… Babamı ve kardeşimi öldürenlerden nefret etmiyorum çünkü onlar öldürmek için emir almışlardı… Eğer öldürmeye devam edilirse, bu nereye varacaktır? Kufez küçüçük bir köydü ve köyden 5 kişi kaybettik. Neden nefreti teşvik edeyim ki? Bunun durdurulması gerekir. Birlik olursak yukarıdakileri durdurabiliriz. Nefreti teşvik etmemeliyiz…”
Kufez’deki evini ziyaret ettiğini de anlatan Hriso Stilyanu, annesi Fiyu hanımın çok büyük acısını kendilerinden gizlemeye çalıştığını, geceleri gizli gizli ağladığını ve yastığının gözyaşlarıyla sırılsıklam olduğunu belirtti. Hriso Stilyanu’nun oğlu Nikos da bu okulda öğretmenlik yapıyor ve o da etkinliğe dinleyici olarak katıldı ve annesinin anlattıklarını ilk kez duyduğunu belirtti. Hriso Stilyanu’nun son derece etkileyici konuşmasından öğrenciler çok etkilendiler…
İNTİKAM GEREKÇESİYLE ÖLDÜRÜLMÜŞLERDİ…
EOKA-B’cilerin Muratağa-Atlılar ve Sandallar köylerinde ağırlıkla kadınlar, çocuklar ve yaşlılardan oluşan 126 Kıbrıslıtürk’ü katlettikleri ortaya çıktığında, bu katilamları “intikam” maksadıyla kullanan bazı Kıbrıslıtürkler de katliamlara girişmiş ve EOKA-B’nin katliamlarıyla hiçbir alakası olmayan masum Kıbrıslırumlar’ı katletmişlerdi.
Kufez, karma bir köydü bir zamanlar ancak Kıbrıslırumlar Kufezli bazı Kıbrıslırumlar’ın öldürülmesi üzerine köyden göç etmişler, köyde bir tek Mihalis Loizu ve ailesi kalmıştı… Mihalis Loizu’nun köydeki Kıbrıslıtürkler’le çok iyi ilişkileri vardı… EOKA-B’nin Muratağa-Atlılar-Sandallar katliamı yaptığı ortaya çıktığında, Kufez’den dört Kıbrıslıtürk Mihalis ve 15 yaşındaki oğlu Loizos’u alarak onları öldürmüşler ve köyün dışındaki bir noktaya gömmüşlerdi. Böylece her iki toplumdan da masum insanlar katledildi ve “kayıp” edildi… Okurlarımız, onların gömü yerinin bulunmasında büyük yardımlarda bulunmuşlar ve nihayetinde gömü yerleri Kayıplar Komitesi’nin okurlarımızın göstermiş olduğu........