Kosova’da savaş dönemi tecavüze uğrayanların hala psikolojik ve fiziksel sorunlar yaşadığı belirtiliyor...
Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı’ndan Horhina Bami’nin 12 Eylül 2024 tarihli yazısında belirttiği gibi, bu konuda Medika Gyakova ve Medica Mondiale adlı örgütler, kapsamlı bir rapor hazırlayarak bunu açıkladılar... Yazıyı okurlarımız için özetle derleyip Türkçeleştirdik:
*** Almanya’dan sivil toplum örgütü Medica Mondiale ile birlikte Kosova’dan yerel sivil toplum örgütü Medica Gyakova tarafından Kosova’daki savaş esnasında tecavüze ve tacize uğrayıp da hayatta kalanlarla ilgili bir rapor, Perşembe günü yayımlanarak Kosova’da savaş dönemi tecavüze uğramış olanların hala ciddi psikolojik ve fiziksel sorunlar yaşamakta olduklarına dikkat çekildi...
*** “Başıma gelenlerin suçlusu ben değilim” başlıklı raporda, tecavüz kurbanı 200 kişinin bu konuda bir ankete verdikleri yanıtların yanısıra, 20 kişiyle yapılmış olan röportajlar da yer alıyor. Raporda “Bu araştırmaya katılanların yüzde 73’ünün Travma Sonrası Stres Bozukluğu’ndan muzdarip oldukları ortaya çıktı. Ayrıca buna ek olarak yüzde 13’lük bir kesim de bu konuda bir teşhis konabilecek durumda, o kriterlere uyuyor” denildi.
*** Yüksek derecede Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşayan tecavüz kurbanları, Medica Gyakova’nın çalışmalarının sorunlarını biraz hafiflettiğini belirtmişler. Karmaşık Travma Sonrası Stres Bozukluğu, CPTSD, C-PTSD veya cPTSD diye adlandırılan bozukluklar uzun süreli ya da tekrarlanan travmalar ardından ortaya çıkan bir mental sağlık durumudur... Travma Sonrası Stres Bozukluğu ise, tek bir travmatik olay yaşayan bir kişinin deneyimleri ardından ortaya çıkabilir...
*** Raporda, “Araştırmaya katılımcıların neredeyse tümü de (.5), klinik depresyon kriterlerine uymaktaydı” denilerek 59 katılımcının son bir hafta içerisinde intihar düşüncesini aklılarından geçirdikleri, 101 kişinin savaştan bu yana kendi kendilerine zarar verme düşüncesinin aklılarından geçtiği, 142 kişinin ise hayatın yaşamaya değer olmadığına inandıkları belirtiliyor.
*** “Katılımcıların ezici çoğunluğu yani ’sı, yüksek derecede kaygı içerisindeyken, W’si ise (114 kişi) yatıştırıcı kullanarak kendi kendilerini sakinleştirmeye çalıştıklarını belirttiler” diyor rapor. Rapor Arnavut kökenli Kosovalı bir kadının “Hiçbir zaman sakin olamıyorum çünkü dışarıya çıktığımda travma yaşadığım yeri görüyorum, herşeyi hatırlıyorum ve o zaman da çok yoruluyorum” dediğini kaydediyor.
*** Roman, Aşkali veya Mısır kökenli toplumdan gelen bir diğer kadın da, “Ne zaman dışarı çıksam korkuyordum. Biri kapıya gelse, onların yeniden gelip beni bulduğunu sanıyordum ve o korku olduğu gibi yerinde kalıyordu” demiş.
*** Araştırmada “tecavüze uğrayanların cinsel fonksiyon bozukluğuna uğradıkları” belirtilerek, “araştırmaya katılanların üçte ikisi (100 kişi) cinsel temas sırasında sorun yaşadıklarını belirtimiş, üçte biri (45 kişi) herhangi bir sorun yaşamadıklarını söylemiş, 55 kişi ise bu soruya yanıt vermekten kaçınmıştır” deniliyor. Raporda ayrıca “Tecavüze uğramış olan dokuz erkekten altısı, cinsel ilişki esnasında sorunlar yaşadıklarını belirttiler” deniliyor.
*** Araştırmaya katılan ancak ismi açıklanmayan Arnavut kökenli bir Kosovalı erkek ise şöyle demiş araştırmacılara: “Bana saldıran şahıs önce başıma vurdu, sonra bedenime vurdu, sonra beni çimento kaldırıma savurdu. Yalnızca tecavüz etmekle kalmadı bana, başıma ve boynuma da vurdu. Bunu hiç aklımdan çıkaramıyorum... İki-üç defa ona yalvardım, elinde tuttuğu otomatik tüfekle beni öldürsün diye ama boşunaydı bu...”
*** Araştırmaya katılanların yüzde 45’i, tecavüze uğramış olan başka insanları da tanıdıklarını ancak onlarla bu konuyu konuşmadıklarını çünkü........© Yeni Düzen