Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı BİRN’de Jasmin Begiç’in 12 Kasım 2024 tarihinde yayımlanan yazısını okurlarımız için özetle derleyip Türkçeleştirdik. Bu yazıda, Bosna’da bazı savaş kurbanlarının hiçbir iz bırakmaksızın “kayıp” edildikleri belirtilerek, bazı “kayıplar”ın hiç bulunamayabileceğine işaret ediliyor... Jasmin Begiç’in yazısı özetle şöyle:
*** 1992-1995 yıllarında meydana gelen Bosna’daki savaş esnasında bazı aileler tümüyle yok edilmiş ve onların kimliklendirilme umudu da onlarla birlikte yitip gitmiş durumda neredeyse...
*** Makbule Koliç, 19 Haziran 1992’de tanklar geldiğinde bodruma saklanmış... Tanklardan biri, kızkardeşi Refika’nın eşi Ahmet Zuberoviç ve iki oğlu – üç yaşındaki Ahmedin ve bir yaşındaki Anes – ile birlikte yaşadıkları eve doğru ilerlemiş. Makbule, Boşnak Sırp askerlerin, Rudo’daki Boşnak sakinlere seslendiklerini duymuş – Rudo, Bosna-Hersek’in doğusunda Rogotiça bölgesinde bir yer... Boşnak Sırp askerler teslim olmalarını, yerel okula götürüleceklerini duyurmaktaymış.
*** “Bodrumdan hiç çıkmadık” diye anlatıyor... Geceye kadar orada saklanmış, sonra da tepeden ormana doğru kaçmış... İşte o zaman komşuları ona kötü haberi vermişler... “Herkesin öldürüldüğünü söylediler bana, kızkardeşimin, çocuklarının ve eşinin de öldürüldüğünü anlattılar” diyor. Öldürülenler yakılmış ve Refika Zuberoviç’in ve evlatlarının kalıntıları hiçbir zaman bulunamamış. Eşi Ahmed Zuberoviç’ten geride kalanların bir kısmı Aralık 2014’te yerel mezarlıkta 1980’li yıllarda ölmüş olan bir kadının mezarında bulunmuş...
*** Makbule Hanım, kızkardeşi ve yeğenlerini bulma umuduyla yaşadığını anlatıyor ancak kızkardeşinin kayıp çocuklarından geride kalanlar bulunsa dahi, vefat etmiş olan anne-babalarından DNA örneği alınmamış olduğu için aile bundan haberdar olmayabilir, kimliklendirme çok zor olabilir...
*** Bosna Kayıp Şahıslar Enstitüsü Sözcüsü Emza Fazliç, “Bu hikayenin en zor kısmı ve yurdumuzda ailelere karşı işlenmiş suçların boyutunu yansıtırcasına gerçek şudur ki bu çocukları bulsak bile, ana-babaları da öldürülmüş olduğu için onları kimliklendirmek çok zor olacaktır çünkü DNA örneği verecek olan kimse kalmamıştır” diye anlatıyor.
*** Enstitü’ye göre DNA materyalinin yokluğu, büsbütün ailelerin yok edilmiş olduğu durumlarda en zor şey çünkü kimliklendirme, neredeyse imkansız hale geliyor. Makbule’nin babası ve kardeşi DNA analizleri için kan örneği vermişler ancak Enstitü’ye göre çocukların kalıntıları bulunacak olursa, onları kimliklendirmelerinin tek yolunun babanın kalıntılarından DNA çıkarmak olduğunu söylüyorlar. Ki bu da mümkün olmayabilir, eğer söylendiği gibi bu “kayıplar” yakılmışlarsa...
*** Makbule Hanım, “Bulunup kimliklendirilebilecekler mi? Kim bilir?” diyor ve Srebrenitsa’daki Boşnak kadınların örneğini veriyor: 8 bin Boşnak erkek ve oğlan çocuğu Temmuz 1995’te Boşnak Sırp kuvvetler tarafından öldürülmüş ve Boşnak kadınlar da yıllarca onların izini sürmüştü... İkinci Dünya Savaşı2ndan bu yana Avrupa’da yaşanan en korkunç katliamdı bu... “Ailelerini arayan bu........© Yeni Düzen