Tenhalaşıyorum
Yorgun geçen günlerin ardından, başımı yastığıma koyar koymaz, uzun bir yolculuğa çıkacağımı bilmeden derin bir uykuyla kapandı gözlerim.
***
Lefkoşa’da Mücahitler Sitesi’nin önünden yürüyerek geçiyorum.
Çocukluk arkadaşım Hasan kesti yolumu. Sarılıp öpüştük. Lavcivert kareli bir gömlek giyiyordu üzerinde.
Vakit bir bahar sabahıydı.
Hisar üstündeki bir kahvehaneye geçtik ve kahvehanede oturanları selamlayarak, kaldırım üzerine serpiştirilmiş tahta masaların çevresindeki hasır sandalyelere oturduk.
Kahvehanenin açık olan kapısından başımı uzatıp da duvarda asılı olan takvime baktım. Bülent Ecevit’in fotoğraflarıyla süslenmiş takvim, 1986’yı gösteriyordu.
***
Kısa süre sonra elinde tepsiyle geldi kahveci ve üzerinde kalınca örtü olan masanın üzerine bıraktı sade kahveleri.
Bol köpüklü kahvelerimizi yudumlarken konuştuk Hasan’la. Çocukluk anılarımızdan bahsettik.
Zangalak savaşı yaptığımız bahçeleri, saatlerce süren mahalle maçlarını, sevinçlerimizi, hüzünlerimizi…
***
Başımı uzatıp hisardan aşağıya baktım. Çocuklar iki takıma ayrılmış futbol oynuyorlardı. Başlarında eşofmanlarıyla Cemal Paşa’yı gördüm. İlgiyle ve özenerek takip ediyordu, ayaklarında Sebo giyen çocukları.
***
Kahvemi hızlı hızlı içip, izin isteyip kalktım oturduğum sandalyeden.
Önce “araba mezarlığı” olarak adlandırdığımız, hurdaların toplandığı alana yürüdüm. Atılı durumdaki yüzlerce arabaya baktım. Kimisinin renkleri gitmiş, pas tutmuştu.
***
Ağır adımlarla yürüyerek geçtim Tanti’nin Hamamı’nın önünden ve babaannemin yeşil tahta panjurlu evinin büyükçe kapısının önünde durdum.
Kapı üzerinden sokağa sarkan ve tanıdıkların rahatça eve girebilmesini sağlayan ipi çekip açtım yeşil boyalı, büyük kapıyı ve ağır ağır girdim içeriye.
Mehmet Dedem, her zamanki koltuğuna oturmuş, çizgili pijaması ve atletiyle arka bahçesinden Yeşil Hattı seyrediyordu.
Şaziye Nenem de başında yemenisi ve iri cüssesiyle, bahçede odun sobasında yakmak için büyük ağaç kütüklerini, küçük parçalara ayırmaya çalışıyordu. Yanına sokulup, aldım elinden baltayı ve tek tek ayırdım küçük parçalara koca koca........
© Yeni Düzen
visit website