Yeşilırmak üretiyor ama... 

5 Eylül 1974...
Kanlı günlerin belirsizlik döneminin başlangıcı...

-*-*-

Türk Ordusu 20 Temmuz 1974 sabahı başlattığı “1. Barış Harekatı”ndan sonra; 14 Ağustos 1974’te “2. Barış Harekatı”nı başlattı ve 16 Ağustos’ta “Karavostasi”ye geldi!

-*-*-

Karavostasi de ne?
Zorlu Töre’nin eşi bölgelimizdir ama Karavostasi adını bilse bile kullanmaz!
Denizli’dir yeni adı sanırım!
“Sahte” isim dersem, kızacaklar yine!
Erhan Arıklı, ilgili bakan, ama bence Karavostasi Limanı’nı bırakın, bölgeyi bilmez!
Amaaaan, ben de nelerle uğraşıyorum!

-*-*-

Efendim, Karavostasi Limanı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasal limanlarından biridir...
Ve tın tı tın; Girne Limanı’nın öyle bir “yasal lisansı” yoktur!

-*-*-

Neyse, Türk Ordusu 16 Ağustos 1974’te geldi, Bağlıköy’e dönülen yolcuğun oraya kadar “sınır”a nokta koydu!
Daha ileri gitmedi!

-*-*-

Bu arada Yeşilırmak ya da “yasal adıyla” Limnitis veya Limnidi, Rum saldırılarına direndi...
Tabiri caizse “düşmedi”...
Teslim olmadı...

-*-*-

“Bre aman zaman 20 kilometre kadar daha ilerleyin, gelin bizi de alın” diye düşünmüş olabilir Yeşilırmaklılar...
Ki düşünmüşlerdi...
Telsizle Türk Ordusu’nun pozisyonu ile ilgili durumu öğrenmişlerdi amcamın anlattığı kadarıyla...

-*-*-

Ve aynı amcam (Fadıl İncirli), yeğeni Melik Kusella ile birlikte o “ateşli” dönemde Gaziveren’e kadar gelip, annemi, beni ve ablamı alıp Yeşilırmak’a götürmüştü...
Babam, Limasol’da esir kampındaydı ve yaşayıp........

© Yeni Düzen