İki insani konu ve oturup konuşmak!

Evet, genelde Kıbrıs sorununu çözmek ya da özelde mesela daha çok geçiş kapısı açılması için kesinlikle bazı girişimler yapılması gerektiğine inancım tamdır ama bundan çok daha önemli ve “insani” – aynı zamanda acil - iki sorun var ki; hiçbir milliyetçilik hezeyanı ya da heyecanına kapılmaksızın iki tarafın masaya oturmasını zorunlu kılıyor…

-*-*-

Birincisi göçmen krizi, ikincisi ise kayıplar meselesi…

-*-*-

Yaklaşık 100 göçmen, şu anda Kuzey ve Güney Kıbrıs arasındaki, BM Barış Gücü kontrolünde bulunan “ara bölge”de yaşam mücadelesi veriyor!

-*-*-

BM yetkililerine göre Rum tarafı göçmenleri ülkeye sokmuyor ve ara bölgeye itiyor!
Hatta bazı göçmenleri getirip ara bölgeye bırakıyor!

-*-*-

Rumlar, “bıktık usandık, başa çıkamıyoruz” havasında!
Türk tarafı sessiz!

-*-*-

Ve bu insani konunun kesinlikle çözülmesi gerekiyor!
O zavallı insanlar, ara bölgede, açlıkla, sıcakla cebelleşiyor!

-*-*-

Gelelim kayıplar konusuna…
Bu konuda, Kayıp Şahıslar Komitesi Rum üyesi Leonidas Pandelidis’in dış ülkelerde yaşam süren Rumların yıllık toplantısında verdiği bazı bilgiler var…

-*-*-

Pandelidis, dış Rumların, yaşadıkları ülkelerin hükümetlerine baskı yaparak, bu ülkelerin de Türkiye’ye baskı yapmasını ve Türkiye’yi kayıplar konusunda elinde bulunan bilgileri vermeye zorlamasını sağlaması gerektiğini söyledi.

-*-*-

En büyük problemin, askeri bölgeler içerisinde kalan yerlerdeki kazı çalışmaları olduğuna ve bu bölgelerde kazı yapabilmek için alınması gereken iznin 3 yılı geçen bir sürede alınabildiğine işaret edilen toplantıda, hayatta olan şahit sayısının azaldığı ve KKTC’deki kentsel yapılaşmanın artmasıyla işlerin zorlaştığı belirtildi.

-*-*-

Şahitler bir bir ölüyor…
Askeri bölgelerde kazı yapılmasına izin verilmiyor veya çok geç veriliyor…
KKTC’nin dört bir yanına beton dökülüyor!

-*-*-

Kayıp şahıslar konusu, milliyetçilik kompleksine meze edilmemeli!
Çok ciddi bir insanlık sorunudur kayıp insan konusu…
Yardımcı olursak,........

© Yeni Düzen