Çoğu zaman yeni başlayacak eğitim yılın yeni şeyler getirmesi beklenir. Ne var ki 2025’in arifesindeki yeni eğitim yılı daha şimdiden çok şeyler götürmüş gibi…
Herkes bilmelidir ki bugün eğitim adına yapılanlar; tüm enerjimizi, paramızı, zamanımızı kısacası bütün takatimizi alıp götüren siyasi uğraşlardan ibarettir.
Dünyadaki çağdaş eğitim sistemlerine baktığımızda şu durumu açıkça görebiliriz. Eğitim sistemleri iyi olan ülkelerin kişi başına düşen milli gelirleri de yüksektir. Bu durum bir paradoks mudur? Yani gelirleri yüksek olduğu için mi eğitimleri iyidir yoksa eğitimleri iyi olduğu için mi gelirleri yüksektir? Bu konuda çeşitli tartışmalar yapabiliriz ancak bu durumdaki ülkelerin tarihsel gelişimine baktığımızda iyi eğitim sistemleri kurdukları için geliştiklerini rahatlıkla görebiliriz.
Peki, ama bu ülkeler eğitimde ne yapıyorlar? Yüksek performans gösteren eğitim sistemlerinin ortak eğilimlerini ortaya koyan özelliklerden hareketle, yeni bir eğitim için yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz:
Eğitim politikalarını, ülkenin önde gelen politikaları haline getirmek: Üniversite adası sıfatına sıkı sıkıya sarılmış olsak da, ne yükseköğretimde ne de genel eğitim sisteminde açık, anlaşılır ve çağdaş eğitim yaklaşımlarını için bir eğitim politikamız yok. Oysa nitelikli bir eğitim için yapılması gereken ilk şey budur. Her öğrencinin öğrenebileceği ve nitelikli bir yeterlilik düzeyine ulaşabileceğine inanmak: Ülke politikalarında eğitime öncelik vermek iyi bir eğitim sistemi inşa edebilmek için ön koşul olabilir, ancak bir sistemde öğretmenlerin, ailelerin ve toplumun yalnızca bir kısım yetenekli öğrencinin yüksek yeterlik düzeyine ulaşabileceğine inanması daha ileriye gitmenin önündeki........