İyilik ışıltısı

Bu sabah, yazımı yazmak için klavye başına oturduğumda zihnimde derin bir boşluk hissettim. Yazacak, söyleyecek bir şeyim kalmamış gibi. Bir an için ürktüm bundan. Sonra gidip kendime bir kahve yaptım. Hayatın küçük zevkleri, insanın düşmeye yakınken bir şeylere tutunma hamleleri üzerine düşündürdü bu beni. Kendi küçük mücadelemizi veriyoruz her birimiz inişli çıkışlı yollarda. Tatlı bir kış güneşi yüzüme vuruyor bu yazıyı yazarken. Bugün Feriha Altıok’un yeni kitabı Sükut Zamanlılarının tanıtımı olacak Işık Kitabevi’nde, akşama da bir doğum günü partisine davetliyim. Takvimim hep dolu. Bazı kişisel nedenlerle içim kıpır kıpır aslında, yine de bir ağlama arzusu var içimde. Duygusal yoğunluktan olmalı. Ne kadar acı hikayeler, zorluklarla dolu olsa da hep bir avuntu sunuyor hayat.

Sabah zihnimde hissettiğim boşluk fazla doluluktan belki de. Yükü kaldıramayıp donup kalma hali olabilir bu. Dünyanın en kıpırtılı, en dinamik günleri Aralık’ta yaşanıyor sanırım. Avrupa şehirleri Noel cıvıltısındadır şimdi. Buna benzer bir cümleyi daha önce de yazdığımı anımsıyorum. Aralık sonlarına doğru çıka gelen aynı ruh halinin sularındayım yine. Kendi yalnızlığın içindeyken bunun başka yalnızlıklara komşu olduğunu bilmek ne garip.

Yalnızlığın buruk tadını sahte ilişkilere tercih ediyorum doğrusunu isterseniz. Yalnızlığa katlanmayan, onu becermeyen pek çok insan bir başka........

© Yeni Düzen