menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tuz Da Koktu, Sıfır Da Tükendi…

3 1
06.12.2025

Aralık 1963 olaylarından itibaren değişik yönetsel organlarla bugünlere gelen Kıbrıs Türk halkının yaşadığı en kötü ve en itibarsız yönetimi bugünlerin hükümetidir. Sanki de yaşamın her alanında en kötü örneği oluşturmak, “Gelmiş, geçmiş ve dahi gelecekteki hükümetlerin en kötüsü” olmak vizyonları varmışçasına bir gayret içindeler… Ve bu vizyona ulaşmadan da hükümet olmaktan vazgeçmeyecekler gibi de bir yeminleri var galiba…

Yaşamın her alanı derken, genel anlamda, sosyal, ekonomik ve siyasal alanları kastediyoruz. Sosyal alandan başlarsak, nüfusu ve demografik dağılımını bilmiyoruz; öğrenmemek ısrarında olan da bir siyasal yönetim var. Halkımızın kültürel kimliği darmadağın edilmiş; yolda sokakta konuşulan dilleri saymaya kalkışmayınız, sayamayacaksınız… İç güvenlik kalmadı; cürümlerin sayısının ve çeşitliliğinin hesabını tutmak ne mümkün?! Suç örgütleri cirit atar oldu; kurşunlama, yakma, kaçırma olayları gündelik haberler oldu… Sağlık ve eğitimde yapısal, sayısal ve niteliksel olarak altyapı ve üst yapı yetersiz…

Elektrik enerjisi arzı sert iklim günlerinde talebi karşılayamıyor ve buna rağmen yatırım yok… Yollar trafiğe yetersiz; ayda üçbin yeni araç trafiğe giriyor ve Başbakan “Nüfusumuz tahminen dört yüz bin” diyor?!… Çok önemli oranda sokak lambaları çalışmıyor. Her türlüsünden kaçakçılık devam; kaçakçılık ve uyuşturucu çetelerinin ve baronlarının sanki de dokunulmazlığı var… Yakalananlar kaçak emtia ve kullanıcı kişiler… İş o kadar azmış ki, askeri kamyonda bile ülkeye kaçak insan getiriliyor; kaçakçılığı önleyecek olan polis de askere bağlı… Sahte üniversite diplomaları hükümet unsurlarının marifeti; alanlar da genellikle onlardan… Bir milletvekilinin bu konuda savcılıkta dosyası var; hükümet partileri onun dokunulmazlığının kaldırılmasını engelleyerek yargı sürecini donuğa soktu. Sosyal sorunların dahası da var elbette…

Ekonomik alana bakalım… Tüketicinin alım gücü her gün düşer, altı ay sonra kamu görevlilerine verilen hayat pahalılığı oranındaki artış ile tüketici kaybettiği eşeğini bulur, ertesi gün yeniden kaybeder… İş çevreleri asgari ücreti yüksek bulur, hayat pahalılığını da içselleştirememişler… Ama bunlar tüketicinin tüketim demografisinin çeşitlerinden oluşan bir sepetin pazar fiyatları esas alınarak hesaplanıyor.

Pazardaki fiyatlar da iş........

© Yeni Düzen