6 Şubat 2023’te Türkiye’nin 11 ilinde yaşanan kahredici deprem felaketinde Adıyaman ilinde 35’i Kıbrıslı Türk sporcu ve öğretmenlerden oluşan kafilenin yanı sıra toplam 72 kişiye mezar olan Grand İsias Otel davası duruşmaları başladı. KKTC’den ailelerin yanı sıra, KKTC meclisinin ilgili komite üyeleri, bazı milletvekilleri, hükümetin başı ve üç bakanı, muhalefetin temsilcileri, Barolar Birliği başkanı ve bazı üyeleri ve medyadan çok sayıda gazeteci Adıyaman duruşmalara katılmak ve izlemek üzere gitti. Yani Kuzey Kıbrıs’ın tüm unsurları orada ve birlik-beraberlik-dayanışma içinde… Ne harika ve müstesna ve Kıbrıslı Türk bir olgu!… Davanın tüm sürecinde bu birliktelik devam edecek zahir…
Öyle anlaşılıyor ki dava duruşmaları birkaç aylık aralıklarla ve iki-üç gün sürecek oturumlarla devam edecek; davanın sonuçlanması bir yıl kadar alacak. TC’nin konu ile ilgilenen savcılığı davada iddiasını “bilinçli taksir” üzerine kurgulamış… KKTC tarafı ise “olası kast” üzerinde kurgulanmış olması gerektiğinde görüş birliği içinde; böyle olması halinde de varılacak yargı sonucunun ilerisi için emsal teşkil edeceğine ve dolayısıyla caydırıcı olacağına inanıyor… KKTC hukuk unsurları TC hukuk unsurlarına ders anlatıyor yani… Dinlerler mi?! Göreceğiz.
Grand İsias Otelin sahipleri duruşmalarda kendilerine yöneltilen suçlamaları ret ve inkar etti; yani, nerdeyse ve utanmasalar otelin yeniden inşasının da kendileri adına KKTC tarafından yapılmasını talep edeceklerdi… Hele bir de otelin sahibi Ahmet Bozkurt, binada ölenlerin depremden değil soğuktan donarak öldüklerini söylemesin mi?! Sanki yıkıntı altında kalanlar çıkabilirdi de çıkmayıp, olduğu yerde kalmayı tercih etmişler ve dolayısıyla donarak ölmüşler… Bunu söyleyen adamın cezası, örneğin 6 Şubat 2024 günü onu İsias Otel’in yıkıntıları gibi bir yıkıntılar altına gömüp, çıkabilirse çıksın, çıkamazsa soğuktan donsun olmalı demek gelir akla… Gene de........