Dış İşleri Bakanı Ertuğruloğlu, Cumhurbaşkanı (CB) Tatar’ın BM Genel Sekreteri ile New York’ta yaptığı görüşmeye atıfta bulunarak Tatar’ın “Kıbrıs Türk tarafının egemen eşit ve eşit uluslararası statüsü” talebini vurguladığını söyledi… Bir de “Kıbrıs Türk halkının sonuçsuz müzakerelerde zaman kaybetmeye tahammülü yoktur” diyerek noktayı koydu. CB Tatar da aynı sözleri tekrarlayıp duruyor zaten…
Hade gelin bu söylemleri 11 Şubat 2014’te Kıbrıslı liderler Eroğlu ile Anastasiadis’in üzerinde mutabık kaldığı Ortak Belge’nin metni üzerinden irdeleyelim. Ancak, önceden bir bilgi notunu da düşelim: Eroğlu bu belgeyi mecliste temsil edilen tüm partilerin temsilcileri ile yaptığı ortak toplantıda, onların görüşlerini ve tamamının onayını alarak kabul etmiş ve imzalamıştı. Ve o toplantıda UBP’yi temsilen Ertuğruloğlu vardı.
Bu Belge’nin birinci paragraf şöyle diyor:
Mevcut durum kabul edilemez ve sürdürülmesinin Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler için olumsuz sonuçları olacaktır.
Liderler, demokratik ilkelere, insan haklarına ve temel özgürlüklere ve aynı zamanda birbirlerinin ayrı kimlik ve bütünlüğüne saygı gösteren ve AB içindeki birleşik bir Kıbrıs’ta ortak geleceklerini güvenceye alan bir çözümün … olumlu etkisinin olacağını teyit etmişlerdir.Burada dikkat çekeceğimiz nokta “birbirlerinin ayrı kimlik ve bütünlüğüne saygı gösteren ve …… güvenceye alan bir çözümün …. ” tümcesidir. Hani Tatar ve Ertuğruloğlu Federal çözümde Rumların Kıbrıslı Türkleri eritip yok edeceğini söylüyorlar ya, meğer tarafların kimlik ve bütünlüğüne saygı gösterip güvenceye alacaklarmış… Eroğlu da bunu teyit etti, Ertuğruloğlu da teyit etmesi için onayını vermişti…
Gelelim ikinci paragrafa; diyor ki:
Liderler yapılandırılmış müzakereleri sonuç odaklı biçimde yeniden başlatmak hususundaki kararlılıklarını ifade etmişlerdir.
Liderler mümkün olan en kısa zamanda bir çözüme ulaşmayı ve bunu müteakip ayrı ancak eş zamanlı referandumlar düzenlemeyi hedefleyeceklerdir.Ertuğruloğlu “Kıbrıs Türk halkının sonuçsuz müzakerelerde zaman kaybetmeye tahammülü yoktur” diyor ya, yukardaki paragraf “sonuç odaklı müzakereleri bağıtlıyor. BM Genel Sekreteri bunu Crans-Montana Konferansı........