Sağlığı yine sonuçları üzerinden konuşuyoruz.
Sebeplerini görmeden…
Yıllardır “500 yataklı yeni hastane” vaatleri üzerinden topluma protokol şirinliği yapılıyor...
Tek sorun binaymış gibi…
Acil durum hastanesinde tabloyu gördük.
Yepyeni bina…
Donanımı da iyi…
Gel gör ki yirmi günlük bir bebeği hayatta tutmaya yetmedi.
İşleyiş, organizasyon, disiplin, düzen önemli çünkü…
İnsan önemli insan…
***
Külliye için de böyle olacak.
Siz istediğiniz kadar ihtişamlı Meclis binası inşa ediniz.
Eğer içine demokrasi koymazsanız ne işe yarayacak?
Hukuk yoksa içinde, ne işe yarayacak külliye, saray, başkanlık?
***
Bir bebek öldü ve sorumlu hemşireler, doktorlar üzerinden “makul şüphe” yaratmaya uğraşıyor, doktorlar bakan…
Başhekime, klinik şefine, amire “soruşturmanın selameti” hürmetine bile kimse dokunmuyor.
Yeni doğmuş yedi bebeğin mamasına alkol karışmışken tek bir kişinin dahi sorumluluk üstlenerek “istifa” etmemesi normal mi?
“Meslektaş dayanışması” üzerinden bir ötekini işaret eden örgüt, birlik ve sendikalardan özlü bir yüzleşme bekleyen de yok zaten…
***
Sağlığın en önemli mağduru hastalardır ve en az söz hakkına sahip de onlardır.
Yeni doğmuş değil ölü doğmuş bir sistem sağlık…
Şimdi değil, yıllardır.
Gerçeği görmek ama görmezden gelmek, bilmek ama yanlışta ısrar etmek, yasalara uymak yerine uymamak için önlem almak ve bu düzensizliği normalleştirmek inatla…
Hekim mesleğinin insan hayatı üzerindeki etkisine, kutsallığına ve sıradan yurttaşın bunun karşısındaki ürkekliğine yaslanan “piyasacı”........