“Takipteyiz dayı görünce basacağız”

Yaşadığımız yarı/m ülkenin geldiği nokta gerçekten de korkunç.
Trafik polislerinin yaptığı devriyede alkollü yakalanan sürücünün aracından tabanca çıkıyor.
Telefonu inceleniyor ve şöyle bir not var:
“Dayı 20 bin TL gönder, maske falan alacağız, tanınmamak için yapmamız gereken hazırlıklar var.”

Hazırlık dediği de birini vuracaklar.
“Tetikçi” olarak gelmişler yani…

Falyalı meselesi gibi…
Ya da Kutlu Adalı…
Anadolu’dan Girne’ye “tetikçi” yolu bağlandı epeydir…
Ne girene bakan var, ne çıkana…
“Kardeşlik” hukuku deniyor ya böylece denetim disiplini de ortadan kalkıyor.

“Takipteyiz dayı görünce basacağız merak etme” diyor mesaj…
Bir iş insanının fotoğrafı geziniyor ortada…
Bataklığın ortasında tam anlamıyla can pazarında yaşıyoruz.

***
Ama ne diyorlar, “garantörlük tartışılmaz.”
Neyin garantörlüğü bu?
Limanları ve santralleri peşkeş çekmenin, seçimlere müdahale ederek istediğini başkan seçtirmenin, ihaleleri yönetmenin, kıyıları üleşmenin garantisi mi?

Bir ülke “illegal” bir temel üzerine kurulmuşsa on binlerce asker olsa ne yazar…
Kendinizi güvende hissetmezsiniz…
Denize gitmeye de korkarsınız sokağa çıkmaya da…
Ya e-coli bakterisi vücudunuza girer ya da bir aracın altında ezilirsiniz…
Olmadı…
“Dayı” der birisi, gördüğü yerde kurşunu basar…
Dehşet gerçekten…
Ürpertici…

***
Sıradan bir trafik kontrolünde yaşandı tüm bunlar…
Hiç de olmayabilirdi.
O sürücü alkol almasaydı eğer belki de ehliyetini gösterir, geçerdi.
Ardından yeni bir “cinayet” yansırdı manşetlere…
Sonra birileri “bunlar her ülkede olan hadiseler” falan der, “egemen eşitlikten” söz ederdi.
Marşlar çalardı, uçaklar göğe yükselir, hamaset zirve yapardı.
Birileri sırt sıvazlar, başkaları el öper, berileri kafa tokuşturarak selamlaşırdı.

***
Dört ay önce “istisnai” vatandaş yapılan 59 yaşındaki adamın, 20 yaşındaki kadına cinsel saldırıdan yargılandığı günü anımsayınız.
“Ben yurttaşım, beni........

© Yeni Düzen