“Bu kadar ruhu nereye sığdıracaklar?” |
Bir hapishane hücresi… Yerde sararmış iki şilte, bir leğende su… Duvarlarda ağır bir karanlık, ortada yakıcı bir sorgu ışığı.
Ama öncesinde perdeye İngiliz sömürge döneminin Kıbrıs’ından görüntüler yansıyor…
1955-1959 arası yıllar…
İlk bölünme, dikenli teller; bir yanda “Enosis” çığlıkları, bir yanda “Ya Taksim Ya Ölüm…”
Coğrafyanın kaderine dönüşen korku, gerilim, hınç…
***
Hücrede bir Kıbrıslı Türk…
İbrahim.
Mesleği öğretmen…
“Taksim” gösterisinde patlayan silahlar bir polis subayını yaralayınca tutuklanmış.
- “Hayır, hayır. Silah benim değil. Silahım yoktur benim…”
İşkence ediyorlar İbrahim’e…
Kan gelinceye dek yüzünden, burnundan, ağzından…
Yığılıyor bir köşeye…
***
Hücreye bir başkası alınıyor ardından…
Andrikkos!
Mesleği çiftçi…
EOKA’nın düzenlediği saldırıda bir İngiliz subayın eşinin öldürülmesiyle suçlanıyor.
- “Kim öldürdü onu?”
- “Ben yapmadım…”
***
Andrikkos ve İbrahim aynı hücrede…
Biri polis memuruna saldırıyı, diğeri cinayeti itiraf edene........