Kim mahalleden etkilenir, kim mahalleye gider?

Bolca tartışmaya neden olan Meclis Başkanlığı seçimi, dün nihayet hukuki zeminde bir noktaya ulaştı. Sonucu bu kadar net bir konuya dair Başsavcılık’tan görüş talep edilmesi, bir süredir içine hapsolduğumuz vasatlığın yarattığı acizlik örneklerinden sadece biriydi.

Tabi ki, bu durum çok da şaşırtıcı değildi. Sonuçta, anayasayı defalarca ihlâl eden ve yasalara aykırı pek çok icraata imza atan bir zihniyet temsilcisinin, önceki seçimde 5. turda medazori oturduğu koltuğu tapulamak için adeta savaş vermesi beklenen bir davranıştı. Tuhaf olan kısmı, aile yakınlarının sabah saatlerinde 10 günlük istirahat izni olduğunu belirtmesinin ardından apar topar yeniden Meclis’e girip ikinci kez aday olmasıydı. Ancak sonuç yine hüsran, yine hüsran.

Küçücük çocukların anayasada düzenlenen temel kamusal hizmetlerden biri olan eğitim hakkına erişebilmesi için gideceği okulların açılmasını bile kurultay hesabına bağlayan UBP ve ona eşlik eden DP – YDP ortaklığı, toplum yararı yerine koltuk derdinde olduklarını geçtiğimiz ay kanıtlamışlardı. Söz konusu olan sadece okullar değildi. Hatırlayalım; 118 kişiye tek seferde vatandaşlık hediye etmek, adi suç işleyen ve sınır dışı edilen kişilerin ülkeye girişine izin vermek (bir nevi af) gibi daha pek çok kabul edilemez karara imza attılar o dönem ve........

© Yeni Düzen