Yetmedi!
Sohbetlerin, seyahatlerin, alışverişin, eğitimin ve daha her şeyin teknolojik olanını icat ettiler…
“Çocuklara tablet-telefon vermeyin” dediler fakat daha ilköğretimden itibaren tüm ders-ödev-takip işleyişini tablet ve telefon üzerine inşa ettiler.
Şimdilerde ise dayatılan teknolojik çaresizliğin en dibindeki insanlığa “hayatının her alanında zorunlu kıldığım yalancı çoban yapay zekaya sakın inanma” demeye başladılar…
Sonra anladık ki mesele aslında çok farklıymış. Önceleri insanların hayatını işgal ederek toplumları mutsuz-sağlıksız-ruhsuz bir hale getiren teknoloji meğerse sonradan iyice yoldan çıkmış ve uluslararası mecrada yönetimleri ve sistemleri de kontrol altına almak için tehlikeli bir “yapay zeka silahına” dönüşmüş.
Birkaç yıl öncesine kadar nedir-nasıldır-ne olacak diyerek merakla takip edilen ve hatta çoğu zaman yüzlerde tebessüme vesile olan yapay zeka şimdi dünyanın başına bela oldu. İnsanların sesi ve görüntüsü bire bir kopya ediliyor. Söylemediği cümleler ve bulunmadığı ortamlar kişilere atfediliyor. Neden? İstenenler elde edilsin diye!
Aslına bakarsanız benim gibi pek çok insan başından beri yapay zekaya karşıydı ve korkuyordu. Kraliçe Elizabet’i çılgınca dans ediyormuş gibi gösteren videoyu izlerken ürpermiştim çünkü her şey........