ABD seçimleri: Başkanı beklerken
Her ne kadar seçimler kafa kafaya diyebileceğimiz yakınlıktaysa da salıncak eyaletlerde Trump’a meyleden hatta meyilden öte Trump’ı desteklemesi muhtemel gözüken seçmen desteği Cumhuriyetçi Parti’nin yarışı önde bitirebileceği sinyalini veriyor. Hala, marjı azalsa da, kararsız seçmen de var ve salıncak eyaletlerde farkın yüzde 1’den az olduğu noktalarda oy kullanırsa etkili olabilir. Bu seçimler ABD için önemli ve sıradan Amerikalının hayatında – reel düzeyde değilse de kültürel-politik düzeyde- fark yaratacak. Zaten seçimlerin ne orta sınıfla ne de dış politikayla ilgili olmadığını, seçimlerin doğrudan ABD içindeki kültürel bölünmeyle ilgili olduğunu düşünenler var. Trump’ın yeniden bir “kültürel iktidar” objesi olarak Beyaz Saray’da yükselmesi, olursa, bence ikonik bir an olacak. Biden’ın geçtiğimiz hafta “çöp” olarak değerlendirdiği Amerikalıların seçtiği başkan, üstelik yanına uzaya gönderdiği küçük oyuncakları olan muhafazakâr milyarderleri de alarak müesses nizamın canına okumak için geri dönüyor. ABD’yi beltway ‘den yani ABD elitinin liberal değerler övgüsü üzerinden okuyanlar için “çöplerin yükselişi” adlı kıyamet-benzeri bir tablonun önündeyiz. Tabi Amerikan halkının yarısını ve ABD ekonomisinin işçi-işveren önemli bir kesimini çöp olarak değerlendirmek (zamanında Hillary Clinton da benzer tanımlamalar kullanmış, seçim gecesi zafer balonlarını uçuramadan ağzının payını almıştı) ne kadar demokratik bir duruş tartışılır, -ki Harris ve ekibi, Trump Amerikası’nın ABD’nin geri gidişinin sembolü olduğunu düşünüyor. Gerileyiş ve çöküş, ABD’nin rakiplerinin elinden değil Amerika’nın kendi elinden gelebilir onlara göre.
Kimse liberal ve demokrat değil, herkes kontrolcü
Bu arada Trump’ın McDonald’s da çalıştığı 15 dakika içinde seçmeninin ondan beklentisini de öğreniyoruz: “Bay Başkan lütfen ABD’nin Brezilya olmasına izin vermeyin”. Brezilya, seçmenin gözünde “özel” bir şeyi mi temsil ediyor, yoksa Porto Riko, Meksika, Küba, Venezüella, Haiti, Brezilya- hepsi birbirine mi karışıyor, tam anlayamıyoruz. Trump’ın anladığından da şüpheliyiz ve çok da önemli değil. Tüm bu yerler, radikal/istenmeyen/işe yaramaz öteki sepetinde birbirine karışıyor. ABD’nin yakın çevresinde insan olma kategorisine sahip olmayanların yaşadığı ve Amerikalıların arada ucuz tatil yapmaya gittiği ya da gitmeye tenezzül etmediği yerler listesi. Trump, Brezilya talebini anlayışla karşılayıp, “merak etmeyin” diyor, “ABD’yi yeniden büyük yapacağız”. Trump ve ekibinin ve de destekçilerinin ABD’yi çevreleyen hayal edilmiş bir coğrafya ve coğrafyanın “mahlukatlarına” karşı kullandığı dil, bir fetih dili değil, fethetmeye dahi lüzum görmediği toprakları nasıl yararlı hale getiririm diye bakan proto-faşist ilerlemeci dil. Hoş, ABD’de ilerlemeciler de içerideki çöplerden nasıl kurtulabileceklerini düşünüyorlar. ABD, birbirini “düşman” olarak gören ve birbirinin yok olmasını çok kibarca ifade edenlerle dolu. Herkes birbirini faşizmle suçluyor ama kalbinde kimse liberal ya da demokrat değil. Artık sadece popülist bile değil,........
© Yeni Birlik
visit website