Mutedil yol

Hadiste, bir meseleden dolayı, iki taraftan birisinin kendi iddiasını güzel anlatması, diğerinin haklı olmasına rağmen anlatamamasını ve karar vericinin de, burada kendini iyi anlatanın lehine yanlış karar verse bile, bunun sorumluluğunun, onun üzerinde olduğunu belirtir.

Ya bu, bir meselede iki taraf değil de, sürekli tek taraflı bilgi akışı ile olursa, farklı düşünen diğer tarafa ifade, anlatma fırsatı verilmese, buradaki vebal çok daha büyük olmaz mı? Burada, toplumu, cemaatleri, karar vericileri, meşveretleri tek taraflı bilgi akışı ile etkilemenin yanlış olduğunu anlıyoruz.

Aslında, yaşanılan birçok problemlerin altında yatan budur. Bir tarafın sesini duyuramamısıdır. Bu ise zamanla büyüyüp ciddî problemlere sebep olmaktadır. Belki, farklı düşünenlere fırsat verilse, fikirlerini yazıp söyleyebilseler, zaman içerisinde birçok problem çözülecek, birçoklarında makul bir çizgide buluşulacak, uzlaşılmayan bazıları da zamanın tefsirine bırakılacaktır.

Tek taraflı bilgi akışı için Risale-i Nurlar’dan delil getirilmesi de, insanı haklı çıkarmaz. Çünkü, farklı düşünenlerin de Risale-i Nur’dan delilleri var. Risale-i Nur’u okurken, Risale-i Nur bize ne diyor diyerek okunması gerekirken, bazen bu, önceden kabul ettiklerimizi Risale-i Nurlar’a tasdik ettirmek için okunuyor. Hâliyle, bir mesele ile alakalı Risale-i Nurlar’da bulunan bütün bilgi ve delillere bakmadan, bağlamından koparılarak alınan deliller, yeterli olmayabilir.

Bundan dolayı, doğru bilgi akışı ile, “Haklı şûra ihlâs ve tesanüdü netice verir” ölçüsü ile, hakkı verilerek yapılan meşveretler çok önemlidir. Yoksa, sürekli tek taraflı bilgi akışı ile meşveretler yapıldığında, bu, meşverete........

© Yeni Asya