Ebedi hayat arkadaşlığı

Birçok insan da eminim evlilik hayatına bu düşüncelerle çıkmıştır. Ancak süreçte bu bakış açısı değişime uğramış ve evliliklerde maalesef tökezlemeler meydana gelmiş, ebedî kavramının yerini sınırlı beraberlik almıştır.

Ebedî hayat arkadaşı olabilmek için öncelikle her iki tarafın ebedî hayatın namzedi olmayı kendi hayatlarında oturtmuş olmaları gerekmektedir. Unuttuğumuz noktalardan birisi sanırım burasıdır. Öncelikle ferdiyetlerimiz içinde kendimizi ebedî hayatın namzedi olarak kurguladık mı kurgulamadık mı bu sorgulamayı yapmak gerekir. Zira bu sorgulama yapılmadan evliliğin en temel dinamiği olan “biz” düşüncesi devreye girmeyecektir. Bunun için de ahirete olan imanın çok saf, sahici, hayatın bütün alanlarına teşmil edilmiş olması gerekmektedir.

Demek ki evliliğin arka planındaki düşünce adeta bir turnusol gibi kişinin dünya ve ahiret görüşünden ve ahlâkından haber verir. Bekaya dair düşünceleri olmayanın “abd” olma düşünceleri de yoktur. “Abd” olmayan bir insanın evlilik mülahazaları da sadece nefsin tatmininden öte geçemeyen sığ ve hayvanî bir algıdan ibaret olacaktır.

İşte tam bu noktada Bediüzzaman iki şeyden endişe duyuyor. Kadınlar açısından ebedî hayat namzetliğini bozacak şeyin “tesettürsüzlük”, erkekler açısından ebedî hayat........

© Yeni Asya