Tefrika marazı dine zarar verir |
İsabet de Etse Mes'uldür
Üstadımızın bu cümlesini günümüz siyaseti güzelce ve teferruatlı biçimde izah ediyor. Aslında bize söz kalmıyor.
Üstad Hazretlerine, “Dinsizliği görmüyor musun, meydan alıyor. Din namına meydana çıkmak lâzım” diye soruyorlar.
Üstad Hazretleri ne diyor? “O halde din namına parti kuralım” demiyor. Buna izin vermiyor. Üstad Hazretleri Eski Said Döneminde din namına parti kurmayı caiz görmediği gibi, Yeni Said Döneminde veya Üçüncü Said Döneminde de –kimi şartlar değişmesine rağmen- din namına parti kurmayı yine ve hiçbir zaman caiz görmüyor.
Hatta insanlarda dinî hislerin daha güçlü olduğu Eski Said Döneminde “İttihad-ı Muhammedî” adında bir cemiyet kurulduğunu işitiyor ve nihayet derece korktuğunu söylüyor. Çünkü diyor, “Bu isim umumun malıdır. Tahsis ve tahdit kabul etmez.”1
Bu sorumuzun cevabında da Bediüzzaman, din namına meydana çıkmayı kat’î bir şarta bağlıyor: “Muharrik, aşk-ı İslâmiyet ve hamiyet-i diniye olmalı. Eğer muharrik veya müreccih, siyasetçilik veya tarafgirlik ise, tehlikedir. Birincisi hata da etse, belki ma'fuvdur. İkincisi isabet de etse, mes'uldür."2
Herkeste Dinî Hassasiyet........© Yeni Asya