Bediüzzaman’ın ‘cinayet’leri

On bir buçuk cinayet

Bediüzzaman Hazretleri 31 Mart hadisesinde mahkemeye çıkarılıyor. Mahkemede savunmasını yaparken, suç sayılan davranışlarına “cinayet” diyor. “Medar-ı iftiharım olan mehasinim, şimdi günah sayılıyor. Artık nasıl itizar edeyim, müttehayyirim.”  diyerek isnad edilen suçlara kinayeli bir şekilde “cinayet” ifadesini kullanıyor. Ve devam ediyor: “Mert olan cinayete tenezzül etmez. Şayet isnad olunsa, cezadan korkmaz. Hem de haksız yere idam olunsam, iki şehid sevabını kazanırım”1  

Bediüzzaman’ın on bir buçuk cinayetini kısaca özetleyelim:  

1- Meşrutiyete, yani demokrasiye sahip çıktığını ve Şark aşiretlerine telgraf çekerek sahip çıkmalarını istediğini “cinayet” sayıyor.

2- Ayasofya’da, Bayezıd’da, Fatih’te, Süleymaniye’de nutuklar söyleyerek, şeriatın meşrutiyete müsait bir din olduğunu söylemesini “cinayet” sayıyor.

3- İstanbul’daki yirmi bin civarında hemşehrilerine meşrutiyeti savunmalarını telkin ediyor. Bu telkini cinayet sayıyor.

4- Mebuslara meşrutiyet dersi vermesini ve “meşruiyet” unvanıyla sahip çıkmaları gerektiğini söylemesini cinayet sayıyor.

5- Gazetelerin İslâm ahlâkını sarsıcı yayınlarına karşı cevaplar vererek İslâm ahlâkını savunmasına cinayet diyor.      

Aklımı Feda Ettim 

6- Büyük kitlelerde yüksek heyecanlar........

© Yeni Asya