Ramazan-ı Şerif’e saygı…

Bunlar bayrak, bağımsızlık, cumhuriyet-demokrasi olduğu gibi, oradaki halkların inançlarını temsil eden işaretler, alemler ve ritüeller de şeaire dâhil olurlar.

Ramazan-ı Şerif’in, İslâmiyet’in bir sembolü veya şeairi olduğunda herkes ittifak eder. Yani Ramazan ayı başladıktan sonra; Müslüman toplumların sosyal hayatlarında ve hayat tarzlarında, her gözün görebileceği bazı değişiklikler olur.

Gün boyunca sokaklardaki insanların yeme-içme gibi fiillerden uzak kalmalarından; bu aydaki insanların direkt Kur’ân ile iç içe yaşama gayretleri, iftar davetleri, sadakalar ve zekatlar, her akşam evlerde yaşanan bayram havaları ve daha nice işlere kadar…

Bir ay boyunca devam eden bu değişim, bu manevi bayram havası, bu sekinet, bu yardımlaşma dünyası ve bu muhabbet iklimi, zaman olarak Ramazan-ı Şerif’i, sair zamanlardan o kadar farklılaştırır ki, bu farkı görememek imkânsız hale gelir. Ramazan’ın hem hayatı, hem cemiyeti hem de o milleti farklılaştırmasından dolayıdır ki, bu aya ŞEAİR nazarıyla bakıyoruz.

Yukarda arzettiğimiz hususun hem ilmî, hem sosyolojik, hem yaşanılan bir gerçek olduğunu bildikleri hâlde, Kur’ân’a veya İslâmiyet’e olan itirazlarından dolayı, Ramazan-ı Şerif’e hürmetsizlik sayılacak hareketlerin içine kasıtlı girenlerin, milletimizce hoş karşılanmadıklarını da biliyoruz.

Bu hayatı protesto manasına gelen davranışlarda bulunan insanlar, merdane bir şekilde Kur’ân’a ve İslamiyet’e itirazlarını ifade etseler, belki toplum........

© Yeni Asya