Medreseleri anneler ihyâ edecek

Medreseler de yüzyılı aşkındır, kayıptır. Bugün onları arayışımız, yeniden baharı bekleyişimizdir. Bu da gösteriyor ki zaman; dönen bir dairedir, benzer mevsimlerde benzer meyvelerini verir.

İhtiyaç medeniyetlerin üstadı ise; canlarının parçaları olan yavrularını zamanın seline kaptırmamak üzere çırpınan annelerin fıtrî ihtiyaçları, ancak fıtratımızı seslendiren medreselerin orijinal halleriyle tekrar görüneceklerdir. Herşey birbirine ecnebileşmiş. Bin seneden bu yana medrese ile Maveraünnehir’den Adriyatik’e, insaniyeti anlatan milletimiz de medresenin mahiyetini unutmuş ve belki özünü tanıyamaz hale gelmiş… Kişi bilmediğini soğuk karşılar. Fıtrat yalan söyler mi, hiç… İşte anneler canpareleri için, medreselerin ve terbiyegâhların doğumlarını bekleşiyorlar…

Annelerin medreseleri tanımaları ve şefkatleriyle kabullenmeleri istikametinde, dönüp annelerin yeni dünyalarını tahlil etmek gerekiyordu. İhatası fevkalâde zor, derinliği bizi aşan bu konuyu; annelerin öz çalışmalarına bırakmak gerekiyor. Evliya menkıbelerinde, annelik öncesi hayatları anlatılan eski zaman annelerimizin hikâyelerini bugüne nasıl anlatabiliriz ki… Bulunduğumuz zaman, yaşadığımız dünya ve yaşamakta olduğumuz çevreden kopukça anlatılanların, genç annelere de yavrucaklara da yararı olmaz, kanaatindeyiz.

Yine fıtratın eteklerine yapışarak bugünü yaşamaya gayret etmemiz gerekiyor. Kur’ân’ın zamanımızdaki tefsiri Risale-i Nur Külliyatında........

© Yeni Asya