Göçlerle demokrasileri engellemek...
Hayra/şerre yönelik projelerde, eğitimde, fabrikalaşmada, siyaset ve hatta ziraatta bile… Küresel Göçlerin bilinçlice hazırlanışı ve tetiklenmesinde de bu usulün tatbik edildiğini düşünüyoruz.
Asya/Afrika’dan Avrupa’ya, Latin Amerika’dan ABD’ye; savaşlar, ekonomik krizler ve hatta çevre felâketleri bahane edilerek küresel Marksistlerce teşvik edilen göçlerin tek hedefi “demokrasileri engellemek” demiyoruz. Bekledikleri on neticeden birisinin demokrasi düşmanlığı olduğunu söylüyoruz. Proje ortaklarının farklı beklentileri var: Silâh satışı, para transferleri, bilgili elemanları pazarlama, emperyalistçe sömürme, Yahudî sermayedarların servet düşkünlükleri, insaniyeti tahrip için imansızlık ve sefahat programları gibi…
Bunu Türkiye’miz için de anlayabiliriz. Nüfusların artış/azalışı dikkate alınarak 12 Eylül’ün Doğu’dan Batıya sürgün ettiği milyonların, Türkiye demokrasisine etkilerini hiç düşündük mü? Mersin, Antalya, İzmir, Ankara ve Bursa gibi şehirlerin varoşlarına hapsedilen yüzbinlerin siyasî partilerimize, demokrasimize ve iç barışımıza tesirleri üzerinde kaç tane ilmî çalışma yapıldı, merak ediyoruz. Doğu’da siyasete tesir edenlerin yığınlaştırılarak Marksist örgütlerce kullanılır hale getirilmesi de düşünülmeli.
Küresel göçlerin lokal ve global boyutları, araştırmacılarca tedkik edilseydi, dünya demokrasilerinin Hint Yarımadasında, Kafkasya’da, Ortadoğu, Kuzey........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden