Bulunduğu coğrafyaya veya dünyaya hâkim olmak arzusuyla, nice devletler zamanla imparatorluklar kurmuşlar ve zamanı geldiğinde de dağılıp tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir.
Yirminci yüzyıla gelindiğinde ise, birinci ve ikinci dünya savaşları yaşandı. Bir kısım büyük dünya devletlerinin aşırı hırsları ve dünyaya hükmetme sevdasıyla milyonlarca insanın kanı oluk gibi aktı. 1914-1918 yılları arasında yapılan birinci dünya savaşında otuz milyon insan öldü ve milyonlarcası sakat kaldı. 1939- 1945 yılları arasında sürüp giden ikinci dünya savaşında ise, büyük miktarda savaş uçaklarının devreye girmesiyle elli beş milyon insan öldü ve yüz milyonlarcası hasta ve sakat kaldı.
Bahsi geçen dehşetli tabloyu nazara veren Bediüzzaman Hazretleri “İki harb-i umumi ile kâinatı ağlattıran cinayetleri ve yuttuğu zakkum şerlerini hazmetmediği için kustuğu ve zeminin bütün yüzünü pislendirdiği vaziyetiyle, beşeriyeti en berbat bir dereceye düşürüp bin senelik terakkiyatını zirüzeber etmek cinayetini beşer hazmetmeyecek. Herhalde çabuk bir kıyamet kopmazsa, hakaik-ı İslâmiye (İslâm hakikatleri), beşeri esfel-i safilin derece-i sukutundan (en........