Bunun böyle olması, imtihana vesile olması içindir. Bahsi geçen olumsuz duygulardan başta gelenlerinden birisi de hırs duygusudur. Hırs duygusuna kapılan insanlar, hayatlarından daima şikâyet ederler. Şükür etmek akıllarına bile gelmez. Atalarımız “İnsanın gözü doymaz. Onun gözünü ancak toprak doyurur.” Diyerek, insanın doymak bilmeyen hırsını veciz bir şekilde dile getirmişlerdir. Eğer, insanlar için bir meşguliyet ve tembellikten kurtarma vesilesi olmasaydı, ağaçlar gibi insanların da rızkını ayağına gönderirdi. İnsan, rızkını Allah’ın rahmet hazinesinden aramakla mükelleftir.
Fakat bu hırs ile değil, tevekkül etmek tarzında olmalıdır. Meşru bir dairde sebeplere teşebbüs etmeli, neticeye ise kanaat ve tevekkül ile karşılık vermelidir. Bitki ve ağaçların rızıkları ayaklarına gelmesi, canavar hayvanların hırs ile rızık peşinde koşup, çok zahmetle elde ettikleri nahoş rızıklarını yemeleri ilginç bir tablodur. Bu hakikati nazara veren Bediüzzaman Hazretleri “Hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise,........