Otobüsteki koltuğuma oturup saatin gelmesini beklemeye başladım. Biraz sonra, uzun boylu genç bir adam yanıma geldi ve kibarca “Yan koltuğa geçebilir miyim?” Dedi. “Elbette, buyurun.” Dedim.
Böyle seyahatlerde, kaderin sevk ettiği kişi kim olursa olsun, onunla sohbet etmek ve Risale-i Nur’daki kuvvetli iman hakikatlerini paylaşmak güzel olur. Sıcakkanlı ve hoş sohbet olan bu genç adamla, muhtelif aralıklarla Aksaray’a kadar sohbetimiz devam etti. Sonunda kendisine “Düşünce Ufku” kitabını imzalayarak ve karşılıklı telefonlarımızı vererek, tekrar görüşmek dilekleriyle vedalaştık.
Cuma akşamı, önce her akşam İnternetten yaptığımız ve sıra takip ederek okuduğumuz kitaptan dersimizi okuduk. Bu arada, bir taraftan Aksaraylı Nur Talebeleri toplanıyordu. Yatsı namazından sonra ise, hizmet merkezinin çok geniş salonu iyice dolmuştu.
Asrın manevi sahibi ve son müceddid olan Bediüzzaman Hazretlerinin, Kur’an’ın bu çağa hitap eden son mesajlarını izah eden muhtelif Nur Risalelerinden dersimizi paylaşmaya başladık. Üstad hazretlerinin hayatı boyunca takip........