Diğer canlılar gibi istidat ve kabiliyetlerine fıtri bir sınır konulmayan insan, itidal ve istikametini kaybettiği zaman, nihayetsiz bir şer, tahrip ve zulme sebep olabilir. Onun için ayet-i kerimelerde insan çok zalim ve çok cahil olarak vasıflandırılır.
Kur’an-ı Kerim’in terbiyesi altına giren ve İslâm ahlâkıyla ahlâklanan fertlerin akıl, gadap ve şehvet kuvveleri hadd-i vasat olan istikamet üzerindedir. O kuvvelerin ifratve tefrit mertebelerinden uzaktır. Şeriat-ı İslâmiye ve Sünnet-i Seniye düsturları onların şaşmaz pusulasıdır.
Genel kavram itibariyle her ne kadar bu böyle ise de, tatbikata bakıldığı zaman olmaması gereken bazı olumsuz hallerin olduğu, itidal ve istikametin dışına çıkılarak hem kendisini hem de içinde bulunduğu topluluğu üzdüğü görülür. Ancak, hakperest ve insaflı olan müminler yaptığı hatayı anlayarak çabuk istiğfar ve elinden geldiği kadar o hatayı telâfi eder.
Resmi olarak organize olmamış en güçlü sivil toplum kuruluşları,........