En büyük muallim, en doğru rehber

Çünkü o zat, Hâlık’ımız tarafından her biri birer nişane-i tasdik olan bin mu’cizatıyla, Kur’ân’ın bir mu’cizesi olarak, Kur’ân’ın hak ve kelâmullah olduğunu ispat ettiği gibi; Kur’ân dahi, kırk nevi i’caz ile, o zatın bir mu’cizesi olup, onun doğru ve Resulullah olduğunu ispat ederek, ikisi beraber, biri âlem-i şehadet lisanı –bütün hayatında bütün enbiya ve evliyanın tasdikleri altında– diğeri âlem-i gayb lisanı –bütün semavî fermanların ve kâinat hakikatlerinin tasdikleri içinde– binler âyâtıyla iddia ve ispat ettikleri hakikat-i haşriye, elbette güneş ve gündüz gibi bir kat’iyettedir.

Evet, haşir gibi en acib ve en dehşetli ve tavr-ı aklın haricinde bir mesele, ancak ve ancak böyle harika iki üstadın dersleriyle halledilir, anlaşılır.

Eski zaman peygamberleri, ümmetlerine Kur’ân gibi izahat vermediklerinin sebebi,........

© Yeni Asya