27 Mart 1909
(14 Mart 1325, Volkan, Sayı: 86)
Tarîk-ı Muhammedî (asm), şüphe ve hileden münezzeh olduğundan, şüphe ve hileyi îmâ eden gizlemekten de müstağnidir. Hem de, o derece azîm ve geniş ve muhit bir hakikat, bahusus bu zaman ehline karşı hiçbir cihetle saklanmaz. Bahr-i umman nasıl bir testide saklanacak?
Tekraren söylüyorum ki: İttihad-ı İslâm hakikatinde olan İttihad-ı Muhammedînin (asm) cihetü’l-vahdeti tevhid-i İlâhîdir. Peyman ve yemini de imandır. Encümen ve cemiyetleri, mesâcid ve medâris ve zevâyâdır. Müntesibîni umum mü’minlerdir. Nizamnamesi Sünen-i Ahmediyedir (asm). Kanunu evâmir ve nevâhî-i şer’iyedir.
Bu ittihad, âdetten değil, ibadettir. İhfa, havf-ı riyadandır ve farzda riya yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslâm’dır.
İttihadın hedef ve maksadı, o kadar uzun, münşaib, muhit ve merâkiz ve maâbid-i İslâmiyeyi birbirine rabteden bir silsile-i nurânîyi ihtizaza getirmekle,........