Bir katre serap ve bir ân-ı seyyâle
Ufuklardan şafakta başlayan ışık huzmeleri ile gecenin zulmeti siyah tül gibi yeryüzünden yavaşça çekilir. Etraf aydınlanır, hayat emareleri, işaretleri, renkleri, sesleri, nefesleri fark edilir. Kusursuz işleyen sistemin ölçülü, hikmetli, nizam ve intizamlı faaliyetleri insanları düşündürür, şuur sahiplerine ilhamlar verir.
Rabbimin yarattığı güzellikler, bir sanat galerisi, bir çiçek sergisi gibi teşhir edilir. Her yer sahibini gösteren isimlerin tecelligâhı, her şeyde kendine mahsus lisanlar tezahür eder, faaliyetler konuşur, intizamlar okunur arz sayfasındaki manzaralarda perde perde hikmetler görünür…
Güneşin ufuklardan her gün intizamla doğuşuna hayranlıkla bakarken o günün hikâyesi çoktan başlamış olur. Artık gecenin sessizliğinde insanın derdi, kederi, hastalığın sıkleti, ağrıların kâbusu ile dualar, rüyalar, hülyalar, hüzünler geride kalmış; yeni bir âleme uyanış ve dirilişler başlamıştır.
Günün erken saatlerinde penceredeki feslikanın kokusu, çiçeklerin rengi, kumruların ötüşleri, gökyüzünün mavi derinliklerinde akıp giden bulutlar........
© Yeni Asya
visit website