Hak daimî, kuvvet geçici |
Yerine göre kuvvet de lâzım. Fakat, o kuvvet hem aklın elinde olmalı, hem de hakkı tutmak ve hakkı galip getirmek için kullanılmalı.
Kuvvetin başka türlü istimâli, meselâ tahakküm âleti gibi kullanılması, zamanla “güç zehirlenmesi” denen bir vaziyete inkılâp eder. Hatta, bumerang gibi döner, sahibini örselemeye başlar.
Onun için, kimse elinde bulunan, yahut bir şekilde ele etmiş olduğu kuvvete güvenmemeli. Onu tahakküm vasıtası olarak kullanmamalı.
Çünkü, kuvvet denilen şey muvakkattir. Kimsenin elinde daimî bir sûrette durmuyor. Dünya ve insanlık tarihinde kuvvetin daimî olduğuna dair bir örnek yoktur.
Bu mesele, mevsimlerin değişmesi gibidir. Yani, tarih boyunca şahıslar, zümreler, şirketler, aşiretler, partiler, hanedanlar, hatta devletlerin kuvvet dengesi hep değişe gelmiştir ve bu değişim kıyamete kadar da devam edecek.
«
Asya Hunları, bir zamanlar Çinlilerin korkulu rüyâsıydı. Sıklıkla saldırıya geçiyorlardı. Nitekim, koca Çin Seddi, yaşanan o korku belâsı ve ikide bir nükseden saldırı tehlikesini önlemek için inşa edildi. İki taraf arasındaki kuvvet dengesi, zaman içinde tamamen tersine döndü. Asya Hunlarından geriye, sadece tarihin kalıntıları-buluntuları kaldı.
«
Moğollar, bir........