150 yıllık demokrasi tecrübesi |
Yüz yıllarca ağalık, beylik, krallık, hakanlık, sultanlık, şahlık, padişahlık tarzındaki sistemlerle idare edilmeye alışmış bir milletin kısa süre içinde meşrûtî/demokratik sisteme geçmesi kolay değil.
Toplumların demokrasiye geçiş yapması ve bu sistemi köklü, yerleşik hale getirmesi, genellikle tedricî ve kademeli olmuştur.
Bu sebeple, demokratik nizama ne kadar erken geçiş yapılır ve ne kadar çok tecrübe yaşanırsa, toplumun geleceği açısından o derece bir kazanç sayılır.
Aynı durum, üç kıtaya yayılmış olan Osmanlı toplumu için de geçerlidir.
Osmanlıdailkdemokrasitecrübesi 23 Aralık 1876’da I. Meşrûtiyetin ilânıyla başladı. Ne var ki, bundan tam 150 sene evvel yaşanan bu tecrübe, maalesef defalarca kesintiye uğradı.
Demokrasi-meşrûtiyet dediğimiz “çok partili sistem”in bizde kesintiye uğraması, bazen savaş gerekçesiyle, bazen işgal zarûretiyle, bazen tek adamcılık hevesiyle, bazen zümre hâkimiyetini kurma keyfîliğiyle ve daha çok askerî darbe sebebiyle olmuştur.
Meşrûtiyet, şartlara, kural ve kaidelere bağlı olarak işleyen bir “anayasal sistem”dir. Ayrıca, çok partili hayatı ve parlamentoyu da gerekli görüyor.
Şimdi, 150 senelik süre içinde yaşanan mühim........