Filistin’e asırlar boyu adalet, barış, güven ve huzuru hakim kılan Osmanlının çökertilmesinden ve bölgeye emperyalist güçlerin iyice musallat olmasından sonra iyice artan bu dağınıklık 1948’de İsrail’in kurulmasını takiben had safhaya ulaşmış.
Müslüman Araplar, yapay sınırlarla kurulan ve başlarına ırkçı-sosyalist diktatörlerin konulduğu devletlere taksim edilmiş.
Toprakları gasp edilen Filistinlilerin çoğu oradan oraya sürülürken, kalanlar sahipsiz ve yalnız bırakılmış. Dahası, kimi komşu ülkelere sığınan Filistinliler, oralarda tehdit ve tehlike olarak görülmüş. Bütün bunlara ilaveten, Filistin davası kör şiddetten başka birşey bilmeyen radikal ve sosyalist bir........