Letâif-i Aşere’den: Sır lâtifesi (1) |
Bu yapının en önemli yönlerinden biri, mahiyetine yerleştirilmiş lâtifelerin faaliyetidir. İnsanda “kalp, ruh, sır, hafî, ahfâ… sâika, şâika ve hiss-i kablelvuku gibi birçok letâif”(Barla, s. 347.) bulunur ve her biri ayrı bir ubudiyet, ayrı bir marifet kapısıdır. Zira insandaki, “pek kesretli âlât ve cihâzâtın her birisinin ayrı ayrı hizmeti, ubûdiyeti olduğu gibi, ayrı ayrı lezzeti, elemi, vazifesi ve mükâfâtı vardır.” (Sözler, s. 646.)
Bu lâtifeler arasında sır lâtifesi, en derin ve en mahrem olanıdır. Ruhun iç dünyasında gizlenen bu lâtife, İlâhî tecellilere çok ince bir hassasiyetle mazhar olur; manevî yolculuğun sessiz fakat parlak menzillerinden sayılır. Üstad, insanın hayatını esma-i İlâhiyenin cilvelerine bir tarla olarak tarif eder: “İnsan ve insanın hayatı esmâ-i İlâhiyenin tecelliyatına bir tarladır.” (Mesnevî-i Nuriye, s. 117.) İşte sır lâtifesi, bu tecellilerin en lâtif şekilde hissedildiği noktadır.
Sır ve Marifet: Ehadiyete Açılan İnce Kapı
Sır lâtifesinin en önemli vazifesi, insanı “derin ve yüksek bir sırr-ı ehadiyet ve samediyet”e ulaştırmasıdır. Bu lâtife, sıradan bir idrak kapısı........