Ahfâ latifesi |
Risale-i Nur’da, bu latife insanın Rabbine açılan en özel ve en derin pencere olarak zikredilir. Bu derinlik öyle latiftir ki, onu bütünüyle ancak Allah bilir; bazen insan kendi içinde bu inceliği fark bile edemez.
Cenab-ı Hakk’ın kâinattaki çok yönlü tecellilerine Üstad Hazretleri şöyle işaret eder:
“Her menzilden, her tabakadan, her âlemden, her taifeden, her fertten, herşeyden kendini gösterecek, yani vücudunu ve vahdetini bildirecek pencereler açmış.”¹
Ahfâ, Arapça’da “en gizli, en saklı” demektir. Günahlar ve gafletler oraya nüfuz edemez; daima saf, temiz ve Rabbine yönelmiş bir mahiyettedir. İnsan farkında olmasa da, bu latifeden Rabbine doğru kelimesiz bir niyaz yükselir; kalbin en derinlerinden kopan sessiz, mahrem bir feryat şeklinde…
Üstad Hazretleri, letâifin bu incelikli yapısını kendi tecrübeleriyle şöyle anlatır:
“Ben kendi nefsimde tecrübe ettiğim bir hâleti çok defa tetkik ettim, gördüm ki, o hâlet hakikattir. O hâlet şudur ki: Sûre-i İhlâsı Arefe gününde yüzer defa tekrar edip okuyordum. Gördüm ki, bendeki manevî duyguların bir........