Şair kâfilesi ziyafetin verileceği saraya gelir. Şairler sırasıyla övgü dolu şiirlerini sultana takdim ederler ve ödüllerini alırlar. Şiirini takdim etmeyen tek bir kişi kalmıştır.
Sultan, bu aylak adama seslenir: “Haydi bakalım, sen de şiirini oku.”
Adam sultanın bu isteğini, “bendeniz şair değilim efendim” diye reddeder.
Sultan, şaşkınlık ve öfkeyle, “peki ya sen kimsin” diye sorunca, adam Şuara Suresinden bir ayete de atıfla, sultanın hoşuna gidecek şu cevabı verir:
“Sultanım, ben Allah’ın, haklarında, ‘şairlerin peşine ancak azgın kimseler takılır’ buyurduğu o azgın heriflerden biriyim…”
Bugünkü köşe yazımız, kalemini altın şıngırtısının hizmetine veren şairler ile onların peşine takılanlar hakkında.
Cahiliye döneminde şairler halk tarafından büyük bir hürmet gördüklerinden, Araplar, kabilelerinden güçlü bir savaşçı çıkmasındansa, meziyetli bir şairin çıkmasını tercih ederlerdi. Çünkü o dönemde şöhret şiirle yayılıyordu.
Teşbihte hata........