Evlat babasından bir su istiyor!

Vaktiyle, memleketin birinde, içerisinde pişirilen ekmeğin kokusunun taa köyün dışından duyulduğu bir ev, o diyarda meşhur olur.

Ekmeği pişiren ellerin mahareti bir yana, lezzetteki aslan payı buğdayındır. Geçimini çiftçilikle sağlayan altı çocuk sahibi hane reisi, zaman içerisinde maişet derdine düşer ve köydeki diğer çiftçiler gibi o da ata tohumunu terk ederek tarlasına ithal tohum atmaya başlar ve mahsülün verimini arttırır.

Ancak, tarlalarından birini kendi hanesine ayırır ve o tarlayı ata tohumuyla ekmeye devam eder. Çiftçinin fırınındaki lezzetli ekmeklerin sırrı işte bu tarladaki buğdaydır.

Tarlasındaki temiz buğdayı kendi elleriyle değirmene götüren çiftçi, buğdayın başında bizzat bekler, ihtiyaç fazlası un çuvallarını da fakirlere dağıtır.

Zamanla elden ayaktan düşen çiftçi, işleri büyük oğluna devreder. Baba vekili bu büyük oğul, ilk başlarda babasının usulünü aynen takip etse de sonraları babasıyla arasında anlaşmazlık başlar.

Önceleri fakirlere un........

© Yeni Asya