menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tefekkür yolculuğum -3

14 6
13.12.2025

Onları, yıllardır aynı dünyanın içinde yaşadıkları hâlde hiç sorgulamadıkları düzenin arkasındaki kudreti düşünmeye çağırsa… Karşısındaki topluluk muhtemelen iki kısma ayrılırdı: Oyunun iç yasalarına sıkı sıkıya bağlı olanlar diğerleri ise bu çağrı karşısında gerçeği sorgulamaya başlayanlar.

İlk kısım için her şey “kendiliğinden” işliyordu. Onlara göre düzenin bir mimara ihtiyacı yoktu; çünkü düzen zaten işliyordu. Muhtemel itirazları şöyle olurdu:

“Bir mimarın olması imkânsız. Bu dünyanın zaten kanunları var; bu kanunlarla sistem kendiliğinden işliyor. Zaman kendiliğinden akıyor ve ezelidir. Işık motoru çalışıyor çünkü ona gelen enerji sonsuzdur. Dünyamızın kodları, algoritmaları ve yazılımları var; işleyiş tamamen bunlardan ibarettir. Hem dediğin gibi bizi var eden biri varsa, gelip kendini göstermesi gerekmez miydi? Biz görmediğimizi kabul etmeyiz. Bizim dünyamız elektron ananın (tabiat ana) ve her şeyi bilen yapay zekânın (üstün akıl) eseridir.”

Bunun........

© Yeni Asya