İslâm’ın mizanında zıtlıklar
Çünkü İslâm, hayra dönüşecekse zıttı dahi olsa eritir; ayrılığı değil birliği, uzaklığı değil yakınlığı, nefreti değil sevgiyi inşa eder.
İnsanın imanı zayıfsa Rabbiyle arasında uzun mesafeler vardır. Öylesine uzaktır ki, aşina olduğu ezan sesleri bile artık Rabbini hatırlatmaz; bir davetten ziyade tekrarlanan bir senfoniye dönüşür. Secdeye varmak ağır gelir, ömür tükenir ama alnı yere değmez. Ramazanlar gelir geçer; lakin her seferinde bir bahanesi vardır:
“Sinirlenip insanların kalbini kırmaktansa hiç oruç tutmayayım.” der, ya da herhangi başka bir bahane ile kendince bir vicdan tesellisiyle mazeret üretir.
Oysa iman, tüm bu hâlleri zıddına çevirir. İmanlı insanın Rabbiyle arasında öyle bir bağ vardır ki, “Biz insana şah damarından daha yakınız.”¹ sırrı onda tecellî eder. Kulağı ezanda, gönlü namazda olur. Rızaya müstahak bir fırsat peşinde yaşar. Hiçbir mazeret onu secdeden alıkoymaz. Ramazanı iple çeker, doyasıya yaşar, giderken de hüzünlenir.
........




















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden