Gökyüzü denizi
Sanki Cennetten bir kesit sunuyor.
“Gökyüzü denizi” diyorum; öbek öbek bulutları, okyanustaki adacıklara benzetirim bazen. “Bazen de bulutlar beni alsa çook uzaklara götürse” derim. “Ahh imrenilesi bulutlar! Kaf dağının ardına ancak siz ulaşabilirsiniz.. Selam söyleyin masalsı diyarlara” der, bulutlarla halleşirim. Gökyüzü sonsuzluğu çağrıştırır. Bir taraftan da hürriyeti...
Nasıl da uçsuz bucaksız atlas gibi; göz aydınlığım, gönül ferahlığım.
Belki de Bediüzzaman’dan tevarüs etmiş, tefekkür mesleği, meşrebi ya da âdeti. Gökyüzü çok zengin tefekkür hazinesi. Gökyüzüne bakmamın vakti saati yok. “Her an” desem abartmış olmam. Evdeysem, pencere, balkondan seyrederim. Sonra işlerime dönerim. Ara ara hep gözlerim ufukta, bir şeyler bekler gibi, bir muştu, belki de herkesin yüzünün güleceği bir bayram haberi; bilemiyorum işte, ama hep izlerim gökyüzünü hep...
Rabbimin, bilemediğim hangi esmasının tecellisi, huzur buluyor gönlüm, adını koyamadığım bir huzur...
Bir de yıldızlarla yaldızlanmış yüzü. Geceleri mehtabı seyretmek........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden