menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Muhalefetten muhabbete Risale-i Nur'u tanıma yolculuğum

12 7
previous day

Okumak için tıklayınız: Yeni Asya poşetinin hizmeti

Üniversite okuduğum yıllar... Üçüncü senem. KYK yurdunda arkadaşlarımla sohbet ediyoruz. Birden söz Risale-i Nur’a geldi. O zamana kadar ne Risale-i Nur’un, ne de Bediüzzaman Said Nursî’nin adını duymamıştım. Onun için fikir beyan edemiyordum. Arkadaşlarım bazı cemaatlerin bu kitapları sürekli okuduğundan bahsediyordu. Hatta sohbet adını verdikleri belli günlerde biraya gelerek ders şeklinde okumalar da oluyormuş. Hepsinin birleştiği ortak nokta, dilinin ağır olduğu yönündeydi. Okunsa da anlaşılamayacağı şeklinde bir kanaat oluştu.

Mantığım kabul etmiyordu

Merakla sordum: “Bu kitaplar Türkçe yazılmamış mı?” Arkadaşlarım Türkçe olduğunu ancak külliyatta yer alan kelimelerin daha önce duymadığımız ağır kelimelerden oluştuğunu anlatmaya çalışıyorlardı. Mantığım bir türlü kabul etmiyordu. Nasıl yani? Türkçe yazılan bir eser nasıl anlaşılmaz olabiliyordu? Benim düz mantığıma göre herhangi bir cümle iki veya üç defa okunduğunda anlaşılamaması için bir sebep yoktu.

Ben de mi anlayamam?

Bu menfî kanaat enaniyet damarımı kabartmıştı. Ayrıca bu eserlere karşı merak hissiyatımı da uyandırmıştı. Çevremde çok kitap okuyan, özellikle kişisel gelişim türünde kitapları takip eden ve arkadaşlarımın sıkıntılarıyla alâkalı danışılan bir profilim vardı. Normal olarak “Okusan da anlamazsın” şeklindeki cümleler nefsime hoş gelmiyordu. “Ne yani bende mi anlayamam? Ben herkes gibi değilim. Herkes anlayamayabilir, ama ben anlayabilirim” mealindeki cümleler beynimde dönüp duruyordu.

Okusam ne kaybederim?

Diğer yandan bu eserleri de ciddi manada merak etmeye başladım. Okumayı denesem ne kaybederdim? En azından bir deneme yapmalıydım. Arkadaşlarıma anlayamama durumunun benim için geçerli olmadığını ispatlamalıydım. Artık geri dönülmez bir yola girmiştim. Bu kadar merak ettiğim eserleri ne yapıp ne edip okumaya kesin karar verdim. İnatla başlayan bu kararın çok hayırlı kapıları açacağından henüz haberim yoktu.

Davetle başlayan........

© Yeni Asya