Şimdi/sizler için - Ân diyarı (79)

Öyle ya dün bugüne; bugün yarına aynaydı. Bugün bir köprüydü aslında. Bugünden kasıt da “şimdi” derdi, sık sık.

Bir gün, nerelisiniz, diye soran birisine “Ş” büyük diyerek “Şimdili”yim demişti.

Şimdi’de yaşamayan nereli olabilirdi ki? Bilgin Abi şimdi’nin bitmeyen yolculuk olduğunu kulağımıza fıslarken yeleğinin iç cebinden sarı bir kâğıt çıkarıyordu. Onun o tok vs gevrek sesinden şiir dinleyeceğimiz için kulak kesildik.

ŞİMDİ YOLCUSUNA

Hayatta ölüm var demek…

Anladım.

Bir durak var.

Nerde; belli değil.

Bir levha-yı gayb…

Yoldayız.

Herkes rahat yalnız.

Sıra gelince ne olur?

Yolun sonunda; o yolcu!

Ezbere yaşamaklar, ah!

Ama ezbere de ölünmez ki!

Ezbere sığar mı bu ikisi!

Bu yolculuk tek tek…

Zamanları eleyerek…

Şimdiyi beklemek…

Bunlar “zaman” felsefesi mi diyorsun Selim Ali?

Tamam da… zamanı/şimdiyi anlamadan hayatın selamını, ölümünü davetini duyamayız ki!

Özlemin, hasretin, hatıraların, aşkların, ayrılıkların, acıların, sevinçlerin, renklerin, bestelerin, mevsimlerin arasında olamayız.

Hatıralar...

........

© Yeni Asya