Bir yanda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) var; iç yapısı, halkı, kültürü ve kendine has değerleriyle diğer milletlerden çok farklı değil.
Ancak Amerika İmparatorluğu başka bir mesele...
Bu imparatorluk, dünyanın dört bir yanına yayılan askerî üsleri, ekonomik gücü ve siyasî nüfuzu ile dünya üzerindeki her ülkeyi, her toplumu, hatta her bireyi etkileyen devasa bir güçtür. Her kıtada askerî üsleri bulunan, müdahalede bulunmadığı, darbe yapmadığı yer bırakmamış bir imparatorluktur. Bu açıdan bir önceki yüzyılda zayıflayan İngiliz İmparatorluğu’ndan bayrağı devralmıştır.
Amerika İmparatorluğunu düşünürken, onun yalnızca bir siyasî güç veya askerî kudret olmadığını anlamalıyız. Amerika İmparatorluğunun yaydığı sistem, bir medeniyet değil, aslında bir maddî dünya tasavvurudur. Bu dünya tasavvuru, insanı yalnızca ekonomik bir değer olarak görür, insanî ve manevî değerleri değersizleştirir. Örneğin Orta Doğunun zengin yer altı kaynakları, bu toprakları Amerika İmparatorluğunun ilgisinin odağı hâline getirmiştir. İki lafından biri demokrasi olan bu imparatorluğun neferleri, Orta Doğu’da ise istikrarlı şekilde yalnızca çıkarları için kukla olacak otokrat ve kralları desteklemiş, demokratik veya demokratikleşmeye çalışan rejimlere tüm........