menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zat ve sıfât-ı İlâhî

12 4
27.10.2025

Bir adamda hattatlık sıfatı vardır. Bu sıfat hattatın aynı mı? Elbette değil, ancak gayr da değil. Hattat olmasa hattatlık sıfatı da olmaz. Öyleyse sıfat zattandır, ancak zatın aynı olmadığı gibi gayrı da değildir. İşte sıfât-ı İlâhiye de, Zat-ı İlâhiyenin ne aynıdır, ne de gayrıdır.

Bir başka ifadeyle güneşin ışığı güneşin aynı değildir. Ama gayrı da değildir. Güneş olmadan ışık olmaz. Işık güneşi istilzam eder, ancak ışık bizzat güneş değildir. Işık güneşin sıfatıdır.

Görme gözün aynı değil, gayrı da değildir. Çünkü göz olmadan görme olmaz. Tat, elmaya ne ayndır, ne de gayrdır. Bunlar zat ve sıfâtı anlamak için birer temsildir. Mirsâd-ı tefekkürdür. Hakikate çıkmak için birer merdivendir.

Bu hakikate binâen “Failsiz bir fiil ve müsemmâsız bir isim mümkün olmadığı gibi, mevsufsuz bir sıfat, san’atkârsız bir san’at dahi mümkün değildir.” Demek, herbir mevcut taşıdığı yüzler, bu çeşit sıfatlar lisânıyla, Zât-ı Vâcibü’l-Vücudun yüzler Esma-i Hüsnasına şehadet ederler. Bu şehadetler kabul edilmezse, mevcudatın bütün bu çeşit sıfatlarını........

© Yeni Asya