Ülkemi seyrediyorum...

Gözlerim de sonuna kadar açık...

Seyirlik bir yerden...

Görmek istediğim "dört başı mamur"

Gördüğüm ise, "iki başı ya mamur" ya da değil...

Uğultu var, gözlerimi kıstırıyor...

Duymak için gözlerimi kapatmam gerekirmiş gibi.

Bozuk radyo cızırtısına benzeyen kümelenmiş sesler...

Klakson, para sayma makinesi, telefon mırıltısı, anne telaşı, baba sessizliği...

Mağdur kadın çığlığı ve içi boş vaatler...

Taciz edenler, susanlar...

İşsizlik, utananlar, utanmayanlar, utanmadıklarına utanmayanlar...

Yasalar, yasasız haklar, hak yiyenler...

Asgari ücret, fırsatların fırsatçıları...

Elini altına koyacak taş arayanlar, o taşın altındaki elleri belirleyenler, o taşın altında eli olması gerekenler...

Zamlar, tam olanlar, tamamlamayanlar, çalanlar, çaldıranlar, kaçanlar...

Yüksek faizler, milyonlar, milyarlar, fakire bir kaç binler...

Gerçek mağdurlar, mağduru oynayanlar, mağdur olup oyunu kaybedenler, hep........

© Yeni Ankara