Ne melek ne meczup: Sadece insan |
Toplumun engellilikle kurduğu ilişki hâlâ iki uç arasında gidip geliyor. Ya göklere çıkarılıyoruz, ya da yere indiriliyoruz. Ya “Senin gibi insanlara hayranım” deniyor, ya da “Allah yardımcın olsun” bakışlarıyla karşılaşıyoruz. Arası yok. Oysa biz ne olağanüstü birer kahramanız, ne de acınası birer figür. Sadece insanız. Farklıyız, evet. Ama bu fark, bir eksiklik değil; sadece başka bir biçim.
Bu uçlardan biri de “sevap kaynağı” olarak görülmek. Yardım etmek isteyenin niyeti çoğu zaman iyi, ama yaklaşım sorunlu. Çünkü yardım, eşitlikten değil, üstünlükten doğuyorsa, adı yardım değil, gösteridir. Bir keresinde otobüste ayakta duruyordum. Genç bir kadın yer verdi, teşekkür ettim. Oturdum. Ardından yanındaki arkadaşına dönüp “Bak, sevap işledik,” dedi. O an düşündüm: Ben bir insan mıyım, yoksa bir puan toplama aracı mı? Yardım etmek güzel bir şeydir, ama yardım edilenin de bir onuru, bir kişiliği olduğunu unutmadan.
Bir başka uçta ise kahramanlaştırılmak var. Bu da en az acıma kadar yorucu. Geçen yıl bir panelde konuşmacıydım. Konu: “Engelleri Aşmak.” Daha sahneye çıkmadan sunucu beni tanıttı: “İşte karşınızda,........