Milli kumar olur mu? Bahis, piyango ve ahlakın çöküşü

Milli kumar olur mu? Bahis, piyango ve ahlakın çöküşü

Yücel Kaya

Bir milletin en kutsal kelimelerinden biridir “Milli”.

Milletin imanını, ahlakını, birliğini ifade eder.

“Milli Savunma” dediğimizde aklımıza vatan gelir, “Milli Eğitim” denince ilim ve irfan, “Milli Mücadele” denince imanla direniş...

Ama bir de “Milli Piyango” var.

Bu isim kulağa nasıl geliyor?

Milli kumar!

Yani devlet eliyle oynatılan, “şans oyunu” adıyla süslenmiş bir meysir düzeni.

Kur’an-ı Kerim kumarı tek bir kelimeyle tanımlar: meysir.

Ve açık hükümle yasaklar:

“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 90)

Peki, bu kadar açık bir yasak varken, bir devlet nasıl olur da kumarı “milli” sıfatıyla pazarlayabilir?

Üstelik bugün Milli Piyango artık devletin bile değil. Tamamen özel bir şirkete devredildi.

Yani artık “milli” olan sadece isimde kaldı!

Devlet, kumarı özelleştirirken, “milli” kelimesini de özelleştirmiş oldu.

Bir zamanlar milletin maneviyatını temsil eden bir kavram, bugün ticari bir markanın etiketine dönüştürüldü.

Bu tablo, sadece ekonomik değil, ahlaki bir özelleştirmedir.

“Milli” kelimesi artık her yere yapıştırılabilir hale geldi:

“Milli içecek”, “milli şans”, “milli oyun”…

Oysa “milli” olan, imanla ve vicdanla yoğrulur; kârla değil, karakterle ölçülür.

Bugün Türkiye’de tuhaf bir manzara var:

Bir yanda “yasadışı bahis” diye yüzlerce insan gözaltına alınıyor, operasyonlar düzenleniyor.

Öte yanda........

© Yeni Akit