menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tartışılan değil yaşanan dine olan ihtiyaç!

23 15
14.12.2025

Tartışılan değil yaşanan dine olan ihtiyaç!

Yaşar Değirmenci

“Sana göre İslam, bana göre İslam, o kavme göre İslam, şu coğrafyaya göre İslam” diye bir şey olmaz. İslam, asliyetiyle, muayyendir ve mahfuzdur. İslam’ın asliyetini değiştirici tefekkür olmaz. Tefekkür, o asliyete dayanarak yapılır. “Yorum” da öyledir.

İslam, falancanın felsefesi değil, Allah’ın vahy ettiği Hak Din’dir. Hz. Muhammed aleyhisselam, Allah’ın Resulü’dür ve İslam’ı tebliğ etmiştir. Ayrıca kendi sözleriyle-amelleriyle-halleriyle ve bütün hayatıyla İslam’ı yaşamış, tatbik ve talim etmiştir.
Önce bir meseleye hangi temelde tartıştığımızı tayin edelim. Din ilmi (ilahiyat) temelinde tartışacak isek, onun kendine göre ölçüleri vardır. Müslümanlarla müzakere ediyorsak, meseleyi Kitap’a ve Sünnet’e göre çözeriz. Bir İslam âlimi, (akademisyeni demek daha uygun) çıkıp da ‘Herkes istediği gibi İslam’ı yorumlayabilir’ diyememelidir. Kaş yapmak isterken göz çıkarmayalım. “İslami ilimler” diye bir kavram var. Nedir İslami ilimler? Tefsirdir, fıkıhtır, kelamdır, hadistir, siyerdir, mukayeseli dinler tarihidir, İslam tasavvufudur. Bir İslam âlimi, bir İslam mütefekkiri, bir İslam bilgilisi; dini bir meseleyi İslami ilimlere göre anlatır. Sen irşad edersin; isteyen alır isteyen........

© Yeni Akit